Zafer BACIOĞLU
Siz bizim neler çektiğimizi nerden bileceksiniz?
Siz bizim neler çektiğimizi nerden bileceksiniz?
‘’ Gencecik fidanlardık derildik
Fırtınaydık durulduk
Yorulduk çok yorulduk’’
Önce ellerimizden kitaplarımızı aldılar..
Sonra tek tek hepimizi bir kavganın içerisine attılar..
‘’Yüklediler omzumuza yük.
Biz yumruklarımızla dövüştük
Yumruklarımız memleket kadar büyük.
Hey, hey!’’
Dağ başını duman almıştı yürüyorduk arkadaşlarla...
Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdi.
Tek yol bizim yoldu. Başka hiçbir yol yoktu.
Tam güneşi zapt edecektik
Gün doğdu hep uyandık bir 12 eylül sabahında.
Radyoda Hasan Mutlucan'dan marşlar çalıyordu.
‘’Yinede şahlanıyor aman
Kolbaşının yandım da kır atı’’
Herkes yerine marş marş...
Ağzı kulaklarında Okyanus ötesinden bir ses;
"Bizim çocuklar kazandı" diyordu pişkin pişkin.
Bir eylül sabahında tüm şaşkınlığımızla vurgun yedik.
Artık karşı yerlerde değil hep birlikte içerideydik.
Bedel dediler..
Bir oradan bir buradan canlar verdik.
İşte o zaman anladık onların(!) çocuklarını..
İhaneti,puştluğu ve okyanus ötesi planlarını,
yitirdiğimiz gençliğimizde...
‘’Taş duvarları yıkıp geldik
Demirleri söküp geldik
Hayatımız yitik geldik hey…’’
Şimdi saçları ağarmış tükenmişliğimizle,
‘’ Gökte yıldız söner gibi’’teker teker ayrılıyoruz bu yalan dünyadan.
İşte her neslin bir hikayesi varya…
Biz yitik neslin hikayesi de bu..
Ahh anne yüreği ahhh
Bizim neden sustuğumuzu yalnız sen bilebilirsin…..
‘’Anlatamayacağım daha sana yoksa gökyüzü aldıklarından utanır’’
Eyvallah