18-11-2019 Zafer BACIOĞLU

 

Ne zaman bir kelebek görsem hep bahar gelirdi aklıma. Umut dolardı içime. O renk cümbüşünde hayallere dalar şarkılar mırıldanırdım. Kelebeklerin sadece umut ve neşenin habercisi olduğuna inanır, bunun için yaratıldıklarını düşünürdüm.  Çünkü özgür bir ülkede kendi değerlerimle yaşıyordum…

     Haberlerde izlediğimiz kadarıyla biliyorduk elbette, insanlara kendi vatanlarında acılar çektirildiğini. Topraklarından, yurtlarından nasıl sürüldüğünü… İnsanlık dışı muamele gördüklerini… Üzülüyorduk tabi…

      Birçok hikaye okudum savaş ve kan üzerine. Ama hiç birisi mavi kelebekleri anlatmıyordu.   Taki Merhum Bosna Cumhurbaşkanı Aliye İzzet Begoviç’in şu  yazdıklarını okuyana kadar.

 ‘’Türk’ün evladı… Unutma. Ben Aliya.  Boşnakların içinde herhangi biriyim. O gün bütün Avrupa bizi yapayalnız bıraktı. Üç gün içinde sekiz bin vatandaşımızı  katlettiler ve toplu mezarlara gömdüler. Binlerce kadınımıza tecavüz ettiler. Binlerce çocuğumuzu yetim bıraktılar. Henüz mezarlarını bulamadığımız kaç kardeşimiz daha var, bilmiyoruz.

Onların mezarını biz bulamadık. Kelebekler buldu. Mavi kelebekler. Sadece toplu mezarların olduğu yerde biten bir çeşit bitkiyle beslendikleri için bazı bölgelere kümelendiklerini anladık. Nerede mavi kelebek gördüysek orayı kazdık. Binlerce şehidimizi çıkarıp Potocari’deki şehitliğe defnettik.’’

Demokrasi, özgürlük, barış ve hoşgörü ilkeleri, Srebneitsa’da toprağın altına gömülürken bir şeyi daha fark ettim ki; hep mavi kelebeklerin kümelendikleri yerlerde mazlum milletlerin mezarları var ve zulme uğrayanlar da hep bizim bir parçamız olmuş insanlar...

Şu bir gerçek ki;

Türk, bir ırkın, bir dinin, bir mezhebin adı olamaz… Türk, adaletin ve insanlığın yüce değerlerinin temsilcisidir… Türk; adaletsizliğe başkaldırının adıdır. Beş bin yıllık tarihimizden, bu güne kadar hep böyle olmuştur.

Çünkü; Kıbrıs’ı, Hocalı ’yı, Çanakkale’yi, Srebneitsa’yı , Milli mücadeleyi  anımsayın, Arap, Kürt, Çerkez, Boşnak, Laz, Gürcü demiyorlardı yüzlerce insanımızı şehit ediyorlardı.. Ne zaman ki emperyalizm, çıkarı için yeni devletlere ihtiyaç duydu, Çerkez, Kürt, Gürcü, Laz, Azeri, Kıbrıslı, Arap demeye başladı. Bizi bizden ayırmak için hiç durmadan çalışıyorlar…

Biz de; Papatya kokan ülkemizin dağlarında mavi kelebeklerin kümelendiği mezarların olmasını istemiyorsak, insanca birlikte yaşamanın yollarını bulmalıyız.

Kelebeklerin, çiçeklerin ve tüm doğanın huzur dolu günlerin sembolü olmasını diliyorum.

Eyvallah…


Bu yazı 2402 defa okunmuştur.



Zafer BACIOĞLU Diğer Yazıları
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Anketimize Katılın
Henüz anket oluşturulmamış.
Namaz Vakitleri