Recai ŞEYHOĞLU
YAHYA KEMAL’E SAYGIYLA
YAHYA KEMAL’E SAYGIYLA
Annem, kütüphane açılışlarında ve evde hep Hatayi’den şiirlerle Pir Sultan Abdal’dan deyişler okurdu.
Müzik onun için her şeydi. Şiir okusun dursundu o. Sanki başka televizyon kanalı yokmuş gibi, sürekli türkülerin ve şarkıların çok olduğu kanalları açık tutar, coştukça da semâh dönerdi. Coşku dolu bir kadındı. Haber saati gelince de haberleri kaçırmadan dinleyen biriydi.
Atatürk’ü, İsmet İnönü’yü, Bülent Ecevit’i severdi. İlerici Kadınlar Derneği, İlerici Gençler Derneği, Maden – İş adı geçtiğinde de bizlerle hareket eden bir kadındı.
60’lı yıllarda Köprübaşı’ndaki evimizde, Perşembe akşamları babamla birlikte pencere önünde karşılıklı nefes ve kuran okurlarken evde herhalde en çok heyecanlanan çocuk bendim. Her ikisinin de transa geçmiş gibi halleri beni çok etkilerdi.
Evimizde ve Kemal Özmen amcamların evlerindeki Cem saatleri ise unutulmazlarımdan…
Nefesin, türkünün, Musa Kazım abimin sazının ve sözünün, Aynı yengemle Şevkiye yengenin yanık yanık türkülerinin harmanlandığı geceler ise Köprübaşı anılarımın en unutulmazlarından…
Annemden dinlediğim şarkıların, türkülerin sözlerini yıllar sonra öğrenebildim ancak. Evvelden sadece melodi olarak kulağımda yer edinmiş olan o güzelim ezgilerin şairlerini merak bile etmemişim demek ki…
Dedemden ve annemden dinlediğim bir Uşşak şarkının sözlerinin Ekrem Kongar’a ait olduğunu yarım asır sonra öğrendim.
Öyle hoşuma giden bir şarkıydı ki bu ezberlemiştim bile.
Şöyleydi ERENLER ‘in sözleri:
‘’ Ömrüm şu biten neşvesi tâm olsun erenler
Son meclisi câm üstüne câm olsun erenler
Şükranla vedâ ettiğimiz câm-ı fenaya
Son pendimiz ahlâfa devâm olsun erenler
Câizce hârâbat-ı ilâhide de her seb
Yârân yine rindân-ı kirâm olsun erenler
Tekrar mülâkî oluruz bezm-i ezelde
Evvel giden ahbaba selâm olsun erenler
Dedemin ve ‘ Sarı kızım’ dediği annemin müziğe ve şiire olan ilgisi keşke beni yıllar önce ilgilendirseymiş.
Hamdi Akalın’ın yazdığı ‘ Yahya Kemal İçin ‘ şiiri beni bunun için çok etkiliyor.
‘’ Allah ömür versin Yahya Kemal’e
Yıllar geçip daha yaşlanmalıdır
Kıymeti bilinip çünki üstadın
Milletçe duaya başlanmalıdır.
Sesi, Türk şiirinde atan bir nabız
Bir ses ki dolaşır ufku hep yalnız
O sese nesilden nesle muhtacız
Gayrisi hîcvile taşlanmalıdır.
Keşke dedemle annem daha çok yaşasaydı da ben onlarla daha çok beslenebilseydim.
Şiire teğet geçtiğimi şimdi şimdi anlıyorum.
Orhan Kemal’in etkisi beni düz yazıya yöneltti dersem yanlış olmaz.
Şiirde de Nazım Hikmet… Ne var ki şiir yazmayı değil de şiiri hep okumayı sevdim. Bunu ilk farkeden de ilkokul öğretmenim Esen Turan oldu. Her bayramın şiir okuyucusu bendim. İlkokulda işim gücüm şiir ezberlemekti.
Annem, babam, dedem…
Özellikle de annem…
Konservatuvarda , edebiyat fakültesinde okuması gereken bir kadındı annem.
Benim edebiyatseverliğim, eminim yazarlık katına çıkardı o vakit…
*
İran’da Hâfız ve Şirazlı Sadi’nin türbelerini ziyaret ettiğimde gene Yahya Kemal gelmişti gözümün önüne.
Hâfızın kabri olan bahçede bir gül varmış
Yeniden, hergün açarmış kanayan rengiyle
Gece bülbül , ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şirâz’ı hayâl ettiren âhengiyle
Ölüm âsûde bahâr ülkesidir bir rinde
Gönlü her yerde, buhurdan gibi yıllarca tüter
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter
*
Şiraz dönüşümde, Avram Ventura da bu şiiri okumuştu bana. Akabinde de sormuştu, bahçedeki o gülü görüp görmediğimi.
Yahya Kemal deyip durdum ya…
Geride kalan yıllarıma bakınca Memduh Şevket Esendal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Refik Halit Karay gibi yazarlarımızı okumadığımızı görüyorum. Önümüze konulan kitaplar hep Yaşar Kemal ile Nazım Hikmet’in kitapları ve Leo Huberman’ın ‘ Sosyalizmin Alfabesi’ydi. Bir de ‘ Felsefenin Başlangıç İlkeleri ‘
*
Geçtiğimiz günlerde Basmane’deki bir sahaftan aldığım Yahya Kemal kitabını okumaktayım her akşam. Hilmi Yücebaş’ın hazırladığı ‘ Bütün Cephelerile Yahya Kemal / Hayatı- Hâtıraları- Şiirleri ‘
Sultan- Uş – Şuaramız Yahya Kemal için, çok sayıda şair neler neler yazmamış ki…
Büyüklük dedikleri, kabul görmüşlük dedikleri işte bu dedirten biri Yahya Kemal. Yazık ki ona olan yakınlığım altmışından sonra oldu.
Dedemle, annem ve babamdan dinlediğim Erenler’in Üsküp doğumlu Yahya Kemal’e ait olduğunu aklıma getirince bizimkilere olan sevgim bir kat daha artıyor.