11-02-2023 Recai ŞEYHOĞLU

 

Bergama aşkımı bilmeyen yoktur. Ne yapıp ne edip illâ görmeliyim arada bir. Hatta sık sık…

Bergama’ya gidiyorken hep Aliağa’dan geçiyoruz ya…

Her geçişimde gözümün önüne 80’li yılların başı geliyor. Küçücük bir balıkçı kasabasıydı o günlerde.

Hakkı Ülkü’nün başkanlık yaptığı yıllarda artan ziyaretlerim, daha sonra rahmetli Mustafa abinin  armağanı olan oğlu Özcan Durmaz ile  bir araya gelişim ve Hacıömerli’de onun desteğiyle  aydınlanma evi ve kütüphane açtığımız günler, Ali  Dündar ile muhtarlıktaki söyleşilerimiz, arada bir Fuat Boyacı ziyaretleri ve Petkimlokalinde kâh yemek kâh kahve molaları…

Unutamadığım günlerdi.

Bu kez Yenigün gazetesi adına Aliağa’dayım.

Önceki yılların başkan yardımcısı Uğur Eren’in rehberliğinde adımlayacaktık Aliağa sokaklarını/ caddelerini ve park- bahçelerini…

İlk güzelliği belediyede yaşadım.

Balıkçı kasabasından sanayi kentine evrilmiş olan Aliağa’ya o çok yakışan belediye binasında…

Yıllar öncesinden tanıdığım Sosyolog Ali Osman Karatekin, meğerse burada basın ve halkla ilişkiler müdürüymüş. Hakkı Ülkü’nün başkanlık yaptığı yıllarda  tanımıştım onu.

Çandarlılıcanayakınsosyoloğu o günlerden biliyorum.

Kemal Nehrozoğlu’nun İzmir Valiliği günlerindeki bir etkinliğin fotoğrafını tarıyordu kendisine  ‘ günaydın ‘ dediğimizde…

Bize gösterdiği içtenlikli karşılama anlatılacak gibi değildi.  Yaptığımız kütüphanecilik çalışmalarının başkaları tarafından yakından takip edildiğini öğrenince daha dikkatli olmam gerektiğini,  hiç yanlış yapmamak gerektiğini bir kez daha  duyumsattıbana Ali Osman Karatekin.

Yenigün’de Aliağa’yı anlatacağım ya…  Elinden ne geliyorsa yaptı doğrusu… Evet, her türlü Aliağa bilgisi artık elimin altındaydı.

Sıra Aliağa sokaklarında Aliağalı’nın ne dediğindeydi.

Hava kirliliğigerçeğinekarşın  nüfusun günden güne artması bir Aliağa gerçeği…

Sürekli göç alıyor olmasının açıklaması tek: Burası iş ve proletarya  yatağı… Yeni yeni yükselen binalar, lüks daireler,  ve zincir otellerin burada boy göstermesi, anlatıyor her şeyi… Ticari yaşam son derecede hareketli, caddelercıvıl…

Petkim veSocar, bu toprağı ihya etmiş.  Dile kolay, Aliağa ve çevresindeki ilçelerden/ mahallelerden buraya  insan yağıyor her sabah…

Gemi söküm sektörünün buradaki varlığı çok sayıda işsize kapı olmakla birlikte  büyük sağlık sorunlarının da sebebi! Kanser gerçeği!

Olağanüstü derecede büyük bir işçi sınıfına ev sahipliği yapıyor Aliağa. Yabancı teknik personel varlığı da  ilçeiçin büyük bir kazanç olsa gerek.

Onların varlığı Aliağa’nın kültürel düzeyine de yansıyor mu diye merak ediyorum.

Günden güne gelişen, günden güne modernleşen ve günden güne de pahalılaşan bir ilçe Aliağa.

15 köyü, 8 mahallesi olan Aliağa’nın  adının nereden geldiğine gelince…

Abdülkerim Ağa’nın ölümünden sonra toprakları oğulları arasında paylaşılmış ve bugünkü  Aliağa yöresi Çelebi Bey ile Ali Ağa’ya kalmış. Ali Ağa, burada büyük bir çiftlik kurmuş ve yöre ‘ Aliağa ‘ olarak anılmaya başlanmış.

 Komşu ilçe Menemen’de üçe beşe aldığınız bir ürünü burada ona/ yirmiye alıyorsanız şaşacak bir şey yok bunda. Çünkü Aliağa zenginliğin başkenti.

Çeşme; koylarıyla,deniziyle, tarihiyle yarımadanın yıldızıysa Aliağa da Kuzey Ege’nin bir başka yükselen yıldızı.

2018 Genel Seçimlerinde  Aliağa’daki oy oranı yüzde 10.39, 2019 yerel seçimlerinde  ise yüzde 51.2 olan MHP’den  iki dönem belediye başkanı seçilmiş olan  Serkan Acar’ın kamuoyu araştırmalarına göre  yüzde 85 olan güvenoyu şunu gösteriyor ki Başkan, önümüzdeki dönemde de yine Aliağa Belediye Başkanı.

Uğur Eren’le yaptığımız panoramik Aliağa turunda gördüm ve anladım ki Aliağa, bu başkan döneminde önemli yatırımlara imza atmış. Öte yandan,   sorup soruşturmalarımdan öğrendiğim şu ki çok sayıda Aliağa zenginlikleri de satılmış bu arada.

Yüzü hep gülen, güzel insan Savaş Dağdeviren’den öğrendim bunu.

Başkan  çoksatmış  ama öte yandan da  unutulmaz projelere imza atmış.

O  projeler:

Aliağa’dan Bergama’ya doğru gidiyorkenÇaltılıdere sınırları içinde, ilçeye 7 kilometre uzaklıkta,  yaklaşık 53 bin metrekare kapalı alana sahip  Aliağa Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi…

Kaba inşaatı bitmiş bile…  Proje; Aliağa’daki iş dünyasının ve bölgenin ihtiyaç duyduğu tüm sağlık hizmetlerini karşılayacak şekilde planlanmış.

Tesiste 20 yoğun bakım yatağı, 12 ameliyathane, yaklaşık 200 de yatak olacağı söyleniyor. Acil servis, mikro cerrahi, yanık ünitesi, hiperbarik oksijen, hemodiyaliz, endoskopi,  bronkoskopi, gastroskopi, kolonoskopi, radyoloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon gibi üniteler yer alacak.

Diğeri de aynı hatta, yol üzerindeki inşaatı bitmiş görünenHippoterapi Merkezi.

Her ikisi de etkileyici  birer eğitim ve sağlık projesi…

Belediyenin Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi’ni 9 Eylül Üniversitesi ileortaklaşa yapıyor olması, hastanenin önemine önem katacağa benziyor. Yerel yönetimle  üniversitenin el ele veriyor olmasının Aliağa’ya çok şeyler kazandıracağını yaşayarak görecek Aliağalı.

Ağapark Sosyal Yaşam Alanı ise bölgede bir ilk diyebiliriz.

Aliağalılar için bulunmaz güzellikte bir mesire, eğlence, kültür ve  sanat merkezi gibi. Ne arıyorsanız var kabilinden bir merkez…

Her yaş grubuna hizmet veren bambaşka güzellikte bir bölge burası. Yaz mevsiminde dolup taşıyor olduğuna kuşku yok. Bu bölge bir okaliptüs cenneti… Upuzun kumsalıyla, deniziyle, ormanıyla,  dinlenme alanları ve 140 kuş türü, 68  rastlantısal  tür ile  de  kuşların cenneti aynı zamanda.

 Aliağa’nın Maldivleri…

Başkan ve kadrosu ilçenin yerel tarihine çok önem veriyor olmalı ki, büyük bir gururla  Aliağa’nın Kent Kitaplığı afişini büyütüp belediyede gözle görülür bir yere asmış.

Etkileyici bir yerel yönetim  projesi… Darısı tüm diğer ilçelerin başına…

Arkeolog/ Prof. Dr. Ersin Doğer gibi bir Aliağalıhemşeriye sahip oldukları için  de şanslılar.

Spordan eğitime, antik kentlerinden pedagojiye, mitolojiden nostaljiye kadar 25’e yakın kitap basarak  tarihini yeniden yazmışlar Aliağa’nın…

Eski Garaj Mevkiine yapılan katlı kavşak, battı- çıktı alt geçit, Aliağa Devlet Hastanesi EK Binası, asfalt ve yol çalışmaları, peyzaj düzenlemeleri, SamurluObapark, Çakmaklı Sahil, Çıtakspor ve Sosyal Tesisleri ile Şehitkemal Sosyal Tesisleri gibi projeler de  2022’nin Aliağa’ya kazandırdıkları…

                                                                                             *

Aliağa ve çevresi;  ılıman iklimi, bol su kaynakları ve bereketli toprakları ile binlerce yıldır insanlığa ev sahipliği yapmış. 8000- 8500 yıllık uygarlık mirası olan bu topraklardaki  bilinen antik kentler sırasıyla şunlar:  Kyme, Myrina, Gryneion, Tisna, Larisa, Elaia, Aigai…

Gelin size  safdilKymeliler’den bir  fıkra… Ya da anekdot…

Kyme’de bir memurun cenazesi kaldırılmaktadır. Yabancının biri, cenaze törenini yöneten görevliye yaklaşıp sorar: ‘’ Mevta kimdir? ‘’

Kymeli yanıt verir: ‘’ Şurada yatmakta olan! ‘’

Aliağa, tarihsel ve arkeolojik anlamda Ege coğrafyasının önemli bir merkezi.

Pitane, Pergamon ve Phokaia’ya yakınlığını da göz önüne getirecek olursanız bu bölgenin ne büyük bir arkeolojik  zenginliğe sahip olduğu sanırım anlaşılmış olur.

Bu topraklarda kök salmış Yörük kültürü de geçmişten günümüze bir kültür mirası… Aliağa, bu kadim kültürü  atalarından emanet bildiğinden  bu kültüre sahip çıkmak bir yana  geleceğe de taşımaya çalışıyor.

 

Önceleri Menemen ilçesine bağlı bir bucak iken 24 Aralık 1981 yılında ilçe olan Aliağa’da 30 Nisan – 4 Mayıs 1990 tarihleri arasında  düzenlenen Aliağa Emek Şenliği ile ilçede ilk kez  geniş çapta bir sosyal ve kültürel bir aktivite düzenlenir ve  adı daha sonra ‘ Aliağa Emek ve Barış Şenlikleri ‘  olarak değişir.

2004- 2009 yılları arasında ise Aliağa Barış ve Hoşgörü, Kültür ve Sanat Festivali olarak anılmaya başlar.

Dikili, Bergama ve Aliağa bir dönem BakırçayHavzasının  barış- bilim- sanat- emek adına yüzakı üç ilçesi olarak zihinlerde yer etti.

‘ Bahar ‘ adlı öykü kitabıyla yazarlığa adım atan Ayşe Ceylin Üzel, belki de o günlerde atılan edebiyat ve sanat  tohumlarının meyvesi…

Aliağa’ya yolunuz düşerse ilçe halk kütüphanesini ziyaret etmeyi unutmayın lütfen. Belediye neden o binayı kültür merkezi yapmamış ki…

Diye sorası geliyor insanın…

Aliağa’dan söz ediyorsak Ersin Doğer’in ‘ Aliağa Tarihi ‘ kitabındaki 457’nci sayfayı okumadan geçmek olmaz:

‘’1990 yılının başlarında  Yeşiller Partisi İzmir İl Örgütü, Aliağa yöresindeki çevre kirliliğini vurgulamak üzere bir piknik düzenler. Katılmak isteyenlerden piknik malzemelerini, müzik aletlerini, erzaklarını, en önemlisi de gaz maskelerini getirmeleri istenir. Ertesi gün at arabaları, traktörler ve gaz maskelerini takmış kalabalıklar çevre kirliliğini protesto ederler.’’

Aliağalıların çevre duyarlığı bu denli gelişmiş.

Eylem üzerine bazı demir çelik fabrikaları üretime ara vermiş.

Bakırçay Belediyeler Birliği, pikniğin ve mitingin yapıldığı alana referandum sandıkları yerleştirmiş. Sonrası mı?  Oylamaya katılanların büyük çoğunluğu ‘’ Gencelli’de Termik Santrale Hayır! ‘’  demiş.

Belleklerimizi zorlayalım… o günlerde Japonlar Gencelli’de kömüre dayalı termik santral kurmak istiyorlar.

Aliağalılar’ın o sandıktaki ‘ hayır ‘ oyları ; 2604,

‘ evet ‘ oyları ise 34

Çevre bilinci konusunda Aliağalılar, ülkemizin yüzakı!

O günlerin İzmir Milletvekili Kemal Anadol ile Aliağa Belediye Başkanı Hakkı Ülkü’yü  alkışlamak gerek… Kemal Anadol’un TBMM’de 5 dönem, Hakkı Ülkü’nün de Aliağa’da 3 dönem belediye başkanlığı yapmış olmasının bir anlamı olmalı.

Yolunuz Aliağa’ya düşerse Petkim’e doğru uzanıp ağır sanayi yatırımlarının ne demek olduğunu  gözlemleyin,  sahilde yürüyüş yapıp iyot depolayın, Hacıömerli’ye uğrayıp organik yiyeceklerin tadına bakın, zeytinyağlı sabun alın. Şakran’ı da ziyaret etmeyi unutmayın…

Çevre bilincini/ proletaryayı anımsatan/ anlatan  kimlikli bir meydanın neden yapılmadığını da merak edip ilgililere sorun…

Eminim Başkan,  önerinizi geri çevirmeyecektir.

 


Bu yazı 3804 defa okunmuştur.



Recai ŞEYHOĞLU Diğer Yazıları
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Anketimize Katılın
Henüz anket oluşturulmamış.
Namaz Vakitleri