17-02-2022 Recai ŞEYHOĞLU

 Dünya Öykü Günü’ydü o gün.

52. kütüphanemiz açılacaktı.

İçim içime sığmıyordu. Saat 14.30’a kadar dokuz doğuracağa benziyordum.

Kütüphane bir yana, Ankara’dan da Sayın Kemal Nehrozoğlu gelecekti.

Kemal Bey’i havalimanından alıp partiye getirme işini Çağdaş Güneş Gündüz’e vermiştik. Çağdaş, CHP’nin gençlik kollarından yetişmiş bir delikanlı. Çok sevdiğim öğretmen arkadaşlarımın oğlu.

                                                                             *

Sabah, partinin bulunduğu sokağa girince bir renk cümbüşünün içine düşmüş gibi oldum. CHP afiş ve resimleriyle Genel Başkanın fotoğraflarısüslemişti her yanı…

Nedenine gelince…

CHP İzmir İl örgütünün satın aldığı ve tadilatını yaptığı binanın genel başkan tarafından açılışı yapılacaktı o gün.

                                                                                      *

Eylül ayından bu yana bu binadayım. Sabahtan akşama kadar mesai yaptığım(!) bina,  artık yabancım değil.

İl Başkanı Deniz Yücel’in telefonda ‘’ Binamız hazır, rafları yaptırıyoruz. Kütüphane açacağız değil mi Recai Bey? ‘’  dediği gün Ayvalık’taki  tatilimi yarıda bırakıp hemen dönmüştüm İzmir’e…

Kitapları kolilemek, yeni kitaplar almak, onları belli bir sisteme göre raflara yerleştirmek, raflara metal isimliklerle kimlik vermek, bu arada gelen giden dostlarla birliktelik, partiye gelen gidenlerle  ve yöneticilerle tanışmakla yaşamım daha bir zenginleşmişti burada.

Mesai dedim ya… Benimkisi gerçekten bir mesaiydi. 10.00- 17.00

Hatta Nurettin Demir’in geldiği gün 18.30’du ayrılmıştık binadan.

Kimi akraba ve arkadaşlar da her karşılaştığımızda muzip muzip soruyorlar: ‘’ Mesai nasıl gidiyor? ‘’

Kitapların kaydageçmesi konusunda  bana iki ay omuz veren sevgili arkadaşım Nüket Hürmeriç’e bu konuda ne kadar teşekkür etsem azdır.

2210 kitapla 14 Şubat’ta hem partinin hem de kütüphanenin açılışı yapılacaktı.

Son bir aydır kütüphanenin ne zaman açılacağıyla ilgili meraklı sorularım artık son bulacaktı.

Açılışın 14 Şubat Dünya Öykü Günü’ne rastlaması da ayrı bir güzellikti.

                                                                                     *

Eylülde Deniz Başkana ‘’ Açılış konuşması için Sayın Kemal Nehrozoğlu’nu davet edeceğim. ‘’demiştim. Neden derseniz…

Kütüphanecilik  yaşamımızda  Sayın Nehrozoğlu’nun  bizdeki yeri bambaşkadır. Gerek kitap bağışlarıyla gerekse de yakın ilgisiyle ilk kütüphaneyi açtığımız günden bu yana bizimledir o yüce gönüllü insan. Unutulmaz Anılarım diye bir kitap kaleme alsam o anıların çok sayfası Kemal Bey’e ait olacaktır bilesiniz…  Devlet adamlığının ne olduğunu ben onda gördüm Çankaya Köşkü’ndeki ziyaretimizde… Oturduğu koltuğa anlam katan, masasında T.S. Elliot’ın bir kitabını bulunduran,  güzel Türkçesiyle bizi kendine hayran bırakan Nehrozoğlu, açılışımıza katılıp şiir okur gibi konuşsun istiyorduk.

Deniz Başkan da onaylamıştı düşüncemi.

 

14 Şubat’ta Kemal Bey, hem bizim hem de İzmir CHP’nin onur konuğuydu.

Ne var ki, genel başkanın il binasının açılışıyla ilgili tören istememesi/ kurdele kesimiyle  yetinilmesi aklımızdan geçenleri gerçekleştirememek gibi bir sonuç yarattı.

‘’ Hocam, sadece kurdele kesimi yapacağız. Siz Sayın Nehrozoğlu ile kütüphanede olacaksınız. Biz  açılış sonrası doğruca sizin yanınıza geleceğiz.’’ demişti Başkan.

Dediği gibi de oldu.

Biz Kemal Bey ve Çağdaş ile kütüphanedeyken kapıda Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları göründü.

Rasime Şeyhoğlu Kütüphanesi ilk kez bu denli çok konuğunu ağırlıyordu.

Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Dostoyevski, EduardoGaleano, HarukiMurakami, Şirazlı Sadi ve annem de bu güzel konuklara ‘ hoş geldiniz’’ der gibiydi.

Genel Başkana kütüphanelerimizle ilgili bilgi verirken solumdaki Tunç Soyer’in ‘’ Seferihisar’da da açtık efendim.’’ diyen gülen yüzünün ardından Kani Beko’nun ‘’ Karşıyaka’da da açtık.’’ deyip bana sahiplenmelerinden öyle mutlu oldum ki anlatamam…

Evet,  4 yıl önce Tunç Soyer’in teklifiyle/ isteğiyle  Seferihisar’ın Ulamış köyünde bir kütüphane  açmıştık. Karşılığında da bana ne istediğimi sormuştu. ‘’ Annem adına  aydınlanma evi ‘’ demiştim ben de…

12 Haziran 2018’de de açmıştık Rasime Şeyhoğlu Aydınlanma Evi’ni…

Sahip çıkmıştı anneme Seferihisar’ın o günlerdeki belediye başkanı Tunç Soyer.

Kani Beko da düzenlediğimiz etkinlik ve projelere elinden ne geliyorsa  desteğini esirgemeyen  bir emek ve emekçi dostu. Eskinin proleteri olan Kani Beko, şimdi  İzmir’in milletvekili…

Evet…  50. Kütüphanemizi Karşıyaka’da  açmıştık. Veli Lök, çok sayıda ortopedist, siyasetçi, eğitimci ve mahalleliyle…

Kani Beko konuşurken gözüm Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’a takıldı. Gülümsüyordu.  ‘’ Kütüphaneyi birlikte açtık desene! ‘’ diyesim geldi sevgili başkanıma ama o her zaman sessiz kalmaktan yana kullanıyordu tercihini.

Centilmenliğini daha sonra göstermedi de değil…

Herkes gittikten sonra bir tek o kaldı ve başarımızı kutlayıp dost elini uzattı.

Sayın Kılıçdaroğlu, Karşıyaka’yı güzelleştiren, insana dokunan, güven veren yöneticiliğiyle  Cemil Tugay’ı ne kadar bağrına bassa azdır. O Karşıyaka’ya Karşıyaka ona öyle yakışıyor ki…

                                                                                       *

Kemal Bey de ben de Sayın Kılıçdaroğlu’na tüm il ve ilçe örgütlerinin kütüphanelendirilmesi önerisinde bulunduk.

Zaman zaman Sayın Kılıçdaroğlu’nun izlediği politikayı sesli olarak eleştirdiğim oluyor.

İtiraf edeyim, il binasının açılışından hemen sonra onca belediye başkanı, milletvekili ve özel konuklarla konferans salonuna çıkıp orada bir konuşma yapmak varken öncelikle kütüphanemize gelip bizi ziyaret etmesi  bizi sevindirdi.

Linç girişimiyle ölümden dönen Genel Başkan, kendisine kalkan cahil ellerin çoğalmasını istemiyorsa her şeyden önce il ve ilçe örgütlerinde kütüphaneler kurarak hem partililerinin düzeyini yükseltmiş olur hem de topluma ve özellikle de siyasi partilere örnek olur.

Farkını göstermiş olur!

Uzun uzun konuşamadık ama milletvekillerinin bu konuda  genel başkanı ikna etmelerinde sayısız yarar var bence.

Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının ayrılmasından  on beş dakika sonra İzmir Büyükşehir Belediyesinden bir  arkadaşın ‘’ Sizi Başkanın odasına götüreceğim efendim ! ‘’ deyişi ve  bizi başkanlık katına çıkarması  da ayrı bir  incelikti.

Başkanlık odasında  hoşgörü ve demokrasi kokulu bir atmosferle karşılaştık.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun dışında en çok konuşanlar İzmir’in önceki  dönembüyükşehir belediye başkanı Aziz Kocaoğlu ve önceki dönemin milletvekili Alaattin Yüksel’di.

Bu genel başkanın inceliğinden mi,  il başkanının jesti mi anlayamadım. İl başkanını ve Tunç Soyer’i kutlayasım geldi bu konuda… Çünkü iç içe gibiydiler…

Kimi başkanların ve muhtarların kendilerinden önce yapılanları yok sayması gibi tanıklıklarım nedeniyle bu durum bana hümanizmin ölmediğini anlatır gibi geldi.

Demek ki dargınlık/ kırgınlık yoktu. Ne güzel!

İsterdim ki iki çift söz de Sayın Nehrozoğlu’na  verilsindi. O gün niçin İzmir’e geldiğini anlatsındı. 82 yaşındaki  eski İzmir Valisinin/ Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nden emekli  Kemal Nehrozoğlu’nun kütüphane açılışı için günü birlik İzmir’e gelmesi  partililer üstünde etkili olmaz mıydı ?

Akıl edilemedi… Telaştan düşünülemedi …

Başkanlık katından iniyorken Aziz Kocaoğlu’nun  selam vermesi üzerine onu kütüphaneye davet ettim. Kemal Bey’i de bilgilendirdim: ‘’ Aziz Kocaoğlu’nun  kütüphanecilik  çalışmalarımıza  olan katkılarını unutamam. 1 kütüphanemizi o açtı Yazıbaşı’nda. ‘’

Abimle olan kankalığına da değindik. İlk fotoğraf sergisi açılışımızı da o yapmıştı.

Eşi Türkegül Hanım’ın jestini de unutamam. KÖYLERDE RÖNESANS adlı kitabımın İZFAŞ’taki kokteylini düzenlemişti.

                                                                             *

Sonuçta, 2210 kitaplı kütüphanemiz  iki Kemalli bir açılışa tanık olmuştu.

Her iki Kemal de  kitapları bağrına basmış, annemi kucaklamışlardı.

CHP’deki Deniz Yücel Başkanlığı günlerini hiç unutmayacağım.

Karartılan Türkiye’nin gelecek günlerdeki olası bir CHP iktidarında  Kültür Bakanlığı koltuğuna oturacak olursa, şurası kesin ki Türkiye’deki kütüphane sayılarında  azımsanmayacak derecede bir artış olacaktır.

Kütüphaneyi her ziyarete gelişinde gözünü  dünyaklasiklerinden ayırmayan, Dostoyevski’ye  odaklanan,  önceki yıllarda okuduğu kitapları raflarda gördüğünde  gülümseyen Deniz Yücel’le  hem CHP hem Türkiye kazanacak diye düşünüyorum.

Geçtiğimiz martta çıkan ‘ Basiret Ve Boğaziçi ‘  adlı kitabımla Boğaziçilililere sahip çıkmıştık onunla. Yaptığımız basın açıklamasıyla…

Ondan önce de 31 Ağustos  2020’de Bergama CHP’de  49. Kütüphanemizi  açmıştık birlikte.

Keşke tüm ilçe örgütlerinde birer kütüphane kurarak  milletvekili seçileceği güne kadar  başkanlığını taçlandırmış olsa…

O gün Sayın Kılıçdaroğlu’na 53. Kütüphanemizi Manisa İl Başkanı Semih Balaban’ın  aracılığıyla FAHİR IŞIKSIZ- RASİME ŞEYHOĞLU KÜTÜPHANESİ  adıyla Demirci’de açacağımızı söyledim.

Benimkisi bir davetti.

Umarız gene buluşuruz.

Umarız Demirci’de de İki Kemalli açılışa imza atarız.

 

 

 

 

 


Bu yazı 3831 defa okunmuştur.



Recai ŞEYHOĞLU Diğer Yazıları
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Anketimize Katılın
Henüz anket oluşturulmamış.
Namaz Vakitleri