01-07-2020 Recai ŞEYHOĞLU

 

Muhtar yoktu ortada. O, maden şirketinde çalışıyormuş çünkü. Bu nedenle aramızda bulunamadı. Astsubay olan oğluna kalem kağıt verip kitapları tek tek sayıp kolilere yerleştirilmesi konusunda  ricada bulundum, sağ olsun o da elimizden tutup sayarak kitapları bize teslim etmiş oldu. Diğer objeleri de…

Kitapları, dolapları, rafları ve kitapları mesai bitimine az kala Çiğli’ye/ Uğur Mumcu Kültür Merkezine getirdik.  Tabelayı da getirecektik güya. Verilen söz böyleydi. Sökülecek ve kamyonla getirilecekti. İnatlaşmak hakkımsa da buna itiraz etmedim. Bu bana daha sonra nakliye masrafı açacak olsa da…

 İ.A.  ertesi günü buraya gelip sayım yapacağını ve liste çıkaracağını, sonra da bana vereceğini söyledi.  Her şey hazır olduğuna göre herhalde ağustos sonuna doğru açılır diye düşünüyordum. Ağustos olmazsa bile eylülde açılacağını tahmin ediyordum.

Sıkıştırmış olmayayım diye de aramıyordum hiç.

Bir kez o aradı. Hem Öner Yağcı hem de  Abidin Dino adı fazlaymış. Feyza Hanımın ve Öner Yağcı’nın plaketlerinde ve bazı eşyaların elenmesinde gösterdiğim  iyi niyetimi bu konuda da gösterdim.  ‘’Abidin Dino adını kullanmayalım.’’ dedim.

 Bir başka telefonda Öner Yağcı Edebiyat Tarihi Kütüphanesi adı gündeme geldi. Edebiyat Tarihi adı çok iddialıymış. Kaldıralımmış. Sadece Öner Yağcı adı kaldı. Milli Kütüphane Vakfı Başkanı binlerce kitap verecekmiş. O bile isim konusunda şart koşmuyormuş, ısrarlı davranmıyormuş. Ben neden  bu konuda bu kadar ısrarlıymışım…

Edebiyat Fakültesi mezunu olmasa da İ.A. bizden fazla biliyordu ‘ Edebiyat Tarihi ‘ adının uygun olup olmadığını…

Bu konuda biraz ayrıntı vermekte yarar var.

 

16 Eylül’de  kendisine telefonumdan şöyle bir not göndermişim: ‘’ Günaydın İ. Bey,  Kütüphanenin adı: Öner Yağcı Edebiyat Tarihi Kütüphanesi.

Abidin Dino adını sizden sonraki kütüphaneye vereceğiz. Selamlar… ‘’

 

O da 20 dakika sonra bana şu yanıtı vermiş:

‘’ Hocam günaydın, Bunun kararını bu şekilde vermeye ya da kabul etmeye ben yetkili değilim. Sizden ricam, bana ilk başta söylediğiniz gibi bu durumu ortak bir dille belirlememiz. Bana  ‘Orta yolu buluruz ben sizi üzmem İlyas Bey ‘ dediniz. Protokol önerdim. Sonra hallederiz bu kütüphaneyi kurtaralım yeter dediniz. Zaten amacımız çocuklar okusun diye kütüphaneyi açmak değil mi? Kütüphanenin ismi ya da bir köşesinin adı Öner ya da Abidin olmuş ne fark eder. Tabii ki ilk bağışçı olarak sizin isteğiniz  önemli. Ama oraya ekstradan 4 bin kitap daha bağışlandı. Bağışçıların hiçbir isteği de olmadı. Dediğim gibi hocam karar verici ben değilim. Bunu belediye ile birlikte belirleyeceğiz. Siz de kamu kurumunda çalıştınız. İşleyişin nasıl olduğunu biliyorsunuz. Siz içinizi ferah tutun. İyi haftalar dilerim.’’

Aradan beş saat geçtikten sonra ben de kendisini şöyle yanıtlamışım:

‘’ Anımsatmakta yarar var İ. Bey,  Tabeladaki Öner Yağcı Edebiyat Tarihi Kütüphanesi’nin anlamı şu:  O günlerde Kaymakam Beye, ilçe milli eğitim müdürüne de bu konuda bilgi vermiş/ üniversite ve lise öğrencilerini de  yönlendirmelerini rica etmiştik.

Bu kitaplar, sizin de yakından gördüğünüz gibi özenle seçilmiş kitaplar… Edebiyatla ilgili her türlü kaynağın bulunduğu bu kütüphane, bu nedenle Edebiyat Tarihi Kütüphanesi olarak adlandırıldı. Başka bir bağışçının kitaplarıyla karıştırılmaması gerek. Sonuçta Çiğli’de de üniversiteli ve araştırma yapmak isteyen öğrenciler var. Basın ve belediye aracılığıyla bu konuda Çiğlilileri de bilgilendiririz. Diğer bağışçının kitaplarıyla karışırsa  tabeladaki  ifade anlamsızlaşır. O bağışçının kitaplarının bizimkilerle karıştırılmaması konusunda titizlik göstermenizi rica… 40 yıllık dostum Öner Yağcı ile ilişkimin yara almasını istemem. Lütfen bu konuda anlayışlı olun. O kişinin  hiçbir isteği olmadı diyorsunuz. Başından da isteği olmadığını belirtmiş size. Güzel !Ama biz Tepeköy’ü taşırken sadece Aziz Nesin adını kullanmayacağımızı  söylemiştik yanılmıyorsam.

Öner, 35 yıllık arşivini verdi bize. Ona kabalık edebilir miyiz? Abidin Dino’nun da adını yaşatmak istiyorduk. Siz tek isim deyince biliyorsunuz ondan da vazgeçtik. Özetle…

. Feyza Hepçilingirler- Rasime Şeyhoğlu Aydınlanma Evi ( Köşesi)

. Öner Yağcı Edebiyat Tarihi Kütüphanesi

 

Selam, sevgi ile… ‘’

Devam edecek.


Bu yazı 355 defa okunmuştur.



Recai ŞEYHOĞLU Diğer Yazıları
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Anketimize Katılın
Henüz anket oluşturulmamış.
Namaz Vakitleri