14-11-2020 Recai ŞEYHOĞLU

                                             

Ayvalıklı sevgili Arzem Değer tanıştırmıştı beni vitrayın kraliçesiyle.

Türkçenin Kraliçesi bilinen Feyza Hepçilingirler’in dışında bir başka kraliçe de demek ki Cunda’daymış da haberimiz yokmuş.

Doğum tarihlerine dikkat ettim, her iki kraliçe de dünyaya aynı yıl açmışlar gözlerini…

Ama o yılı söylemeyeceğim tabii ki… Çünkü benim doğduğum topraklarda kızların yaşı sorulmaz.

                                                                                *

İstanbul Üniversitesi Latince Ve Eski Yunan Filolojisi mezunu olan Gülbün Hanım, kısa bir süre İstanbul Erkek Lisesi’nde öğretmenlik yapmış  ama  kendisini vitrayın dışında bir alanda mutlu  hissetmemiş. Kendi deyişine kulak verecek olursak, ‘’  Ben İrfan Yılmaz Atölyesi’nde yetiştim. Kurşunlu, alçılı ve Tiffanny  teknikleri yanında daha birçok tekniği öğrendim. Sonunda da kendi stilimi yarattım.’’

1986’da 5 arkadaşıyla şirketleşerek bir atölye kurmuşlar ve ortak çalışmalar yapmışlar. Tiffanny lambalar, kapı ve pencerelere vitraylar, çeşitli objeler, cam mozaikler gibi…

Vitrayları İstanbul Taksim Sanat Galerisi’nde, Yunus Emre Sanat Galerisi’nde, Uran Sanat ve Galeri A’ da yer almış. Gülbün Tuncel  Keçeli’nin Cunda’daki evinde, konumuz hep vitray ve Amerika olmuştu o gün.

Ilık bir eylül günüydü, kale benzeri bir binaya  gidişimiz….

2000 yılından itibaren Prof. Ressam Devrim Erbil Atölyesi’nde kendisi ile ortak  oluşturdukları vitray yapıtları imzalamışlar.

2001’de ABD Washington DC’de George Washington Üniversitesi’nde Seramik Cam Bölüm Başkanı Prof. Türker Özdoğan’ın daveti ile workshop yapmış.

2003’te ise  Balıkesir’de Devrim Erbil adına açılan ‘ Çağdaş Sanat Müzesi’nin vitraylarını yapmış.

2004’te de aynı şehirde açılan karma sergide yer almış.

İlk kişisel sergisini ise 2006 yılında  60 parça vitrayla Ayvalık Belediyesi Sanat Galerisi’nde açmış.

Öğreniyoruz ki kişisel  vitray sergisi açmak hem riskli hem masraflı hem de çok zahmetli.

Eldeki malzemenin nazik olması nedeniyle sergi salonlarına taşınması, kişisel sergi açmayı zorlaştırıyor.

 Gel gör ki Gülbün Keçeli’deki vitray aşkı, engel tanımıyor  ve  sergilere taşınmayı sürdürüyor.

Ayvalık Destek Tasarım Akademisi Sergi Salonu’nda  ikinci, Cunda’daki Little Buddh Art’ta da üçüncü kişisel sergisini açıyor.

20 yıl öncesinde tanıdığı/ gidip geldiği Amerika’da da atölyesi olan Gülbün Hanım, son 14 yıldır çalışmalarının büyük bölümünü burada sürdürüyor.

2020’nin Ocak’ında   Portland/Oregon’dan iki aylığına gelen Gülbün Hanım  martta dönecekken pandemi nedeniyle aylardır Cunda’da. Önümüzdeki günlerde gene yolcu…

Marta kadar oğullarının da yaşadığı Amerika’da kalacak.

Her sanat dalına yakın ilgi duyan bir çevrede geçirmiş çocukluğunu ve gençliğini.

Ne keman ne resim ne de  heykel yabancı ona…

Aileden yana böyle bir şansa sahip olup da ileride sanat dünyasına katılmamak olası mı?

Evi aynı zamanda atölyesi.

Duvarlar, sehpalar ve balkon, vitrayın canlı renkleriyle  size hoş geldiniz diyor… Bütün içtenliğiyle…

Kaybettiği eşinin giydiği gömleklerin  parçalarından oluşan resim gibi bir tablo var ki görmeye değer…

Duvarlar, binbir emek ve yaratının o gizemli dünyasını anlatıyor.

Şiraz’da sabahın erken saatlerinde turist akınına  uğrayan o meşhur caminin vitraylarından  çok etkilenmiştim. Renkler dünyası içinde yaşamak isteyenler için o cami, illâ görülmeli doğrusu.

Yaptığı işi öylesine seviyor ki, dost çevresinin de vitrayla ilgilenmesini istiyor. Bunun için kurs vermeye dünden razı… Hatta, Arzem’i zorluyor bu konuda.

Amerika’da yaşamını sürdürdüğü  kentte,  eşleri Amerikalı olan  Türk kadın arkadaşlarını ikna etmiş bile. Her gün yiyecek içecek programları izlemek ve ilgilenmek yerine onları kendi sanat alanına çekmeyi başarmış.

Bir özelliği de şu: Onun yaşamında tuza/ şekere ve una yer yok. Obez dünyasında yaşıyor ama onlardan değil.

Ayvalık, özellikle bu konuda çok şanslı.

Resim, şiir, edebiyat, seramik, tiyatro, heykel, takı, keçecilik gibi  alanlarda Ayvalık’ta  benim diyen 116 sanatçı yaşıyor. Özellikle Barbaros Caddesi üzerinde yer alan sanat atölyeleri yanında eski bir Rum köyü olan Küçükköy’de Güler Sabancı’nın  açtığı  yaratıcı teknolojiler atölyesi  illa görmeye değer…

Hayrettin Paşa Mahallesi’nde bulunan/ Gazi Ortaokulu’ndaki atölye de…

Yaratıcılık adına ülkemin dört bir köşesinden sanatçı yağmış Ayvalık toprağına.

Nerde bulabilirsiniz böylesi bir zenginliği?

Maharet ve sabır  gerektiren, renk ve ışığın uyumlu birlikteliği olan vitrayın Cunda’daki kraliçesi, istiyor ki Ayvalık’ın da vitraycı gençleri olsun.

 

 


Bu yazı 925 defa okunmuştur.



Recai ŞEYHOĞLU Diğer Yazıları
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Anketimize Katılın
Henüz anket oluşturulmamış.
Namaz Vakitleri