07-06-2024 Recai ŞEYHOĞLU

                                            

 Mitomanlar ülkesindeyiz ya…

Hatta en büyük mitomanın yaşadığı…

Gazete utanmasa o sözü sekiz sütuna manşet yapacak ama sayfa editörü ya da genel yayın yönetmeninin vicdanı sızlamış olsa gerek ki biraz küçültmüş. Çünkü kendisi de inanmamış olmalı.

O söz mü?

‘’ 85 milyonun hükümetiyiz ’’

Şunun şurasında 31 Mart Yerel Seçimlerinden iki ay geçmiş olsa, muhalefet partisi daha çok oy almış olsa da  biri hiç çekinmeden ‘’ 85 milyonun hükümetiyiz ‘’ diyebiliyor.

Bir dediği bir dediğine uymayan, muhaliflerine ağza alınmayacak hakaretleri yapan, ekonomist olduğunu söyleyen ama bir fakülteden mezun olduğunu kanıtlayamayan bir siyasinin bunu söylüyor olmasına kimse şaşırmıyor nedense… 

Çünkü alıştık.

En kötüsü de bu! Alışmış olmak…

Cemaatin müritlerine döndük. Şeyhin her dediğine biat eden, itiraz etmeyen…

Şeyh ve cemaat deyince Saygı Öztürk’e teşekkür etmek boynumun borcu olsun.

Ne güzel yazmış  ‘ Menzil ‘ de şeyh ve müritlerinin ilişkilerini, şeyhin olağanüstü servetini, kimlerle palazlandıklarını ve cemaat içi ilişkileri.

Gitmiş FETÖ gelmiş METÖ meğerse…

Demirel’den Özal’a, Özal’dan günümüz siyaset bezirgânlarına kadar herkes değirmenine su taşımış meğerse METÖ’nün…

Hayran olduğum kadar çok da sevdiğim bir gazeteci Saygı Öztürk!

Ben geç kalmışım bu kapsamlı Menzil Dosyasını  okumaya.

Okumak yetmez, mütedeyyin çevrelere de okutmak gerek.   

Okuyunca hep Victor Hugo’yu anımsadım. ‘’ Zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner.’’sözünü…

Menzil’de bir çorba tasa ve ekmeğe çalışan dindar/ zavallı insanların varlığı, gittikçe zenginleşen şeyh ailesi,  bir inanç ve emek sömürüsünü anlatıyor.

Hugo,‘’ Her kasabada ışık saçan bir öğretmen ve bu ışığı söndürmeye çalışan bir papaz vardır.’’ derken AKP’nin  ‘’Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ‘’   geldi gözümün önüne.

Toplum cahilleştirilmeli, yoksullaştırılmalı ve bir cemaatin mensupları olmalı ki itaat edenlerin sayesinde kimileri servetlerine servet katabilsinler!

Daha başka…

‘’ Ezilenler arasında din adamı göremezsiniz. Din adamları ezen sınıfın asalağıdır.’’ diyen Jean Paul Sartre’ın varlığından haberdar olsalardı keşke Menzil’de bir tas çorbayla ekmeğe çalışanlar.

Ne var ki alan memnun veren memnun!

Bu da bir başka gerçeğimiz!

Bizim bunları yazıyor ya da konuşuyor olmamız o cahil yığınların uyanmasına yetmiyor maalesef!

Cahillik sadece Şeyhin çiftliğinde Şeyhi günden güne zenginleştirenlerde  görülmüyor.

Sosyal medyada bir siyasi partinin ileri gelenleri yazmış: ‘’ …Partimizin kıymetli değerlerinden …….  ……..’nın anma törenine katıldık.’’

Hem kıymetliymiş hem de değerli…

Anlaşılan o ki yazıyı kaleme alanlar sözlük kullanmayı sevmiyor.

Bir başkası…

Hem de köşe yazarlığı yapmış biri…

‘’ Sevgili arkadaşlarım günaydın, yoğun çalışmalarım yüzünden gazete de bir süre yazamiyacagım.’’

De ve  -da’nın bitişik ya da ayrı yazılması gerektiğini mi bilmiyor yoksa bu bir  ‘ tık ‘ nedeniyle mi böyle olmuş, bilmiyorum. Madem ki yazınızı yayımlıyorsunuz daha dikkatli olmanız gerekmez mi?

Yazamayacağım, işin doğrusudur. Yazamiyacagım, yanlış yazımdır.  

BirGün’den Attila Aşut’a fotoğrafını çekip gönderdim. O da yanıt vermiş:

‘’ Bizim köşenin İzmir Temsilcisi olarak siz de gerekli uyarıları yapabilirsiniz. Ben her yere yetişemiyorum! ‘’

Boyumun 1.80 cm. olduğunu bilirim. Kilomun 76 olduğunu da…

Ama haddimi de bilirim!

Dilimiz Türkçe ile yakından ilgileniyorum. Dil sevdalısı olduğum da söylenebilir ama bir gazetenin Türkçe/ Dil yanlışlarıyla ilgili yazılara imza atan köşe yazarının İzmir Temsilciliği beni aşar. O denli yetkin olduğumu söyleyemem.

İtiraf edeyim, bu ‘ İzmir Temsilcisi ‘ unvanı ya da sıfatı gururumu okşamadı da değil.

Umarım, günün birinde !

Ancak… Bugünlerde bir psikoloğa mı yoksa Attila Aşut’a mı görülsem diye de düşünüp duruyorum.

Neden mi?

Hâlâ ‘ KATILIM SAĞLAMAK ‘ diye yazmaya devam edenler öyle çok ki…

‘’ Katıldık ‘’ ya da ‘’ Katılmadık ‘’ deyin sevgili dostlar!

‘’Katılım sağladık ‘’ diye bir söz yok Türkçemizde.

Belediyelerin ve siyasi partilerin basın-yayın bürolarının bu konuda dikkatli olmaları gerekiyor.


Bu yazı 3935 defa okunmuştur.



Recai ŞEYHOĞLU Diğer Yazıları
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Anketimize Katılın
Henüz anket oluşturulmamış.
Namaz Vakitleri