09-11-2024 Recai ŞEYHOĞLU

                                             

Bazı ölüm haberleri üzüntü değil de haberi okuyana ya da dinleyene  oh çektirir  türünden.

Oğlan çocuklarına tecavüz edip de cezaevine düşenlerin şişlendiği/ asıldığı haberleri gibi…

Bu haberler nedeniyle üzüntü duyan birilerini düşünemiyorum doğrusu.

Gazetelerdeki haber şuydu: ‘’ 9 aylık bebeğe cinsel istismardan tutuklanan baba cezaevinde ölü bulundu.’’

 Cezaevindeki baba, vicdan azabından mı öldü yoksa diğer mahkumlar tarafından cezalandırıldı mı?

Şu var ki babanın ölümü kimseyi üzmüş değil gibi.

Ne olursa olsun o babaya cezayı verecek olan yargı olmalıydı.

Öğrencisine cinsel istismarda bulunan öğretmenin öğretmenlikten ihraç edilmeyip bir başka okula atanması, bu haberi okuyanları çok üzdü. Üç güvenilmez kurumdan biri olan yargı, anaların/ babaların  ve öğrencilerin psikolojisini düşünerek karar vermiş değil gibi.

Bu tür çirkinliklerin sokakta, okulda ve özellikle tarikat yurtlarında  yaşanıyor olması ülkemiz insanını biliyorum ki çok üzdü/ üzüyor.

Yolsuzluk,hırsızlık, çok yerden maaş almalar, liyakatsiz atamalar, savurganlık ve özellikle de Diyanetin sorumsuz harcamaları ve dillerden düşmeyen bütçesi gündemden hiç düşmez oldu.

Dünyanın neresinde görülmüş bir cumhurbaşkanının saçını taraması için yanıbaşındaki korumasına tarak taşıttığı? Bizde o da görüldü.

Şu garabete bakın ki siz, Adalet Bakanlığı, harıl harıl cezaevi yaptırıyor. Şu an 403 cezaevimizde 342 bin hükümlü ve tutuklu yatıyor. Tabii ki sığmıyorlar. Sığmadıkları için belki de iki kişi bir yatağı paylaşıyorlar. Bu nedenle 2026 yılına kadar 34 yeni cezaevi açılacak. Yandaş müteahhitlere gün doğdu dersek abartmış mı oluruz sizce?

AKP İktidara geldiğinde tutuklu ve hükümlü sayısı yaklaşık 52 bin idi. Açılan imam okulları, zorunlu din dersleri ve camilerde okunan vaazlar, dinselleştirme politikaları demek ki insanımızı suç işlemekten alıkoyamadı.

Yoksulluğu/ işsizliği günden güne arttıran iktidarın diplomasız başkanı, nasıl bir ekonomistse ülke ekonomisi yerlerde sürünüyor.

Ne söylüyorsa tersini yapan, ne yaparsa tersini söyleyen AKP iktidarı, GiardanoBruno benzeri Aziz Nesinlerimiz olmadığı için meydanı boş bulduğundan aklına eseni yapıyor.

Bruno deyince…

Ne demişti o yakılarak öldürülen İtalyan doğa bilimcisi:’’ NE GERÇEĞİ GİZLEMEKTEN HOŞLANIRIM NE DE BUNU AÇIKÇA İFADE ETMEKTEN KORKARIM! ‘’

Bir ara ısrarla yok edilen 128 milyar doların nerede olduğu soruluyordu. İktidar sahiplerinin bu soruya nasıl bir pişkinlikle yanıt verdiğini anımsıyor olmalısınız.

Bırakın yanıtı, kadının birinin kolunda 50 bin dolarlık çantasıyla boy gösterdiğini ve bir toplantıda  halkımızı tasarrufa davet edip ‘’ Porsiyonları azaltalım.’’  dediğini gazetelerden okumuşsunuzdur.

Konuşan kadın ortaokul mezunu/ mesleksiz biriydi. Dinleyenler de büyük olasılıkla herbiri üniversite mezunu seçkin kişiler…

Öte yandan muhalefet cephesi de dalgalı bir muhalefete imza atmakla meşgul.

Sorunlar yumağı içinde bir ülkede yaşıyoruz.

                                                                                      *

Sinek küçük ama mide bulandırır derler ya…

Orta gelişmişlik düzeyindeki  ilçe belediyelerimizden birinin ilçe/ il dışından gelen yöneticisi, ortak etkinlik yapmak için gidip görüştüğü sivil toplum kuruluşunun başkanına, etkinlik afişi hazırlanırken belediyenin adı dışında  başkanın adının da afişte yer almasını şart koşuyorsa birinin bize AKP’li yöneticilerden ne farkımız kaldığını açıklaması gerekir.

Geçtiğimiz günlerde  Cumhuriyet Bayramı törenlerinde  büyük boy Recep Tayyip Erdoğan fotoğrafının Muğla’nın Ortaca’sında  öğrencilere taşıttırıldığına tanık olduk. Ortaca’nın kaymakamı vali, ilçe milli eğitim müdürü il müdürü olmak istiyor zaar…

Bir başka konu…

Ayvalık’taki sınıf/ Türkçe ve edebiyat öğretmenleri ile  Ayvalık’a yerleşmiş ya da yazlarını burada geçiren ressam, heykeltıraş, şair, yazar, müzisyen, besteci, tiyatrocu, gazeteci, siyasi, seramik sanatçısı gibi entelektüel nüfus da Ayvalık’ın o tadına doyulmaz güzellikteki sokaklarını dolaşmıyor olsalar gerek. Dolaşsalar bir sokakta  MRS ÇAKMAK CAD., bir başka sokakta  MARASAL ÇAKMAK CAD. tabelalarını görecekler.

Sarımsaklı’da da MARAŞAL FEVZİ ÇAKMAK BULVARI tabelası ile yüz yüze gelecekler.

MRS ÇAKMAK mı, MARASAL ÇAKMAK mı, MARAŞAL FEVZİ ÇAKMAK mı?

Karar verememişler olmalı.

Bir başka sokaktaki alt alta çakılan iki sokak tabelası ise mizahçılar için hazırlanmış olmalı.

Üstteki mermer tabelada MESERRET SOKAK  yazıyor. Hemen altındaki sac olanda ise MESERRET SOKAĞI

Sokak mı sokağı mı?

Biri Amerikan dilini kullananlara hitap ediyor, diğeri de ( sokağı) bizlere.

Balıkesir Büyükşehir / Ayvalık belediyesinin yerli ve il/ ilçe dışından transfer edilen sayın yöneticileri de durumun farkında değil.

Üstelik Ayvalık Belediyesi’nin İzmirli basın danışmanı yılların gazetecisi. Dergiler çıkarmış, yayıncılığı bilen, dilbilgisine  hâkim olması gereken biri. 4 yıldır Ayvalık’ın o cânım taş evlerinin fotoğraflarını çekip  sosyal medyada yayımlayan, yazdığı dergi ve gazetelerde  Ayvalık’ımızı anlatan bir gazeteci/ basın danışmanı!

Dikkat  etmez m insan hiç bu  tabelalar  kargaşasına?

Kimi polemiklerinde ve yazılarında kalemşor yerine kalemşör yanlış yazımını kullanan basın danışmanı, masasında yazım kılavuzu ve sözlük de bulundurmuyor olmalı. Hem gazetecisiniz hem de ‘’ kalemşör ‘’ diyeceksiniz. Yazık, geride kalan yaklaşık 50 yıllık gazetecilik günlerine!

ÇİFTE MEKTEP SOKAĞI, ALİ RIZA EFENDİ SOKAĞI, TEK YÖN SOKAĞI, SEDEF SOKAĞI, LAVANTA SOKAĞI, ATATÜRK ÇİÇEĞİ SOKAĞI, FAZIL DOĞAN  CADDESİ, TALATPAŞA CADDESİ, MİLLET CADDESİ, 29 EKİM CADDESİ…

Bu cadde ve sokaklarda yaşayanlar şanslı, sokak ve cadde adları yanlışsız olduğu için.

Ya Sefa Çamlık Mahallesi’ndeki NAR ÇİÇEĞİ SOKAK, YASEMİN SOKAK, PAPATYA SOKAK ve diğer çiçeklerin adlarını taşıyan sokaklar?

AY SOKAK, YENİ HAMAM SOKAK, ESKİ MATBAA SOKAK ve Cunda’daki RASİM ÖZTEKİN SOKAK…

Neden ‘ Sokağı ‘ değil de ‘ Sokak ‘?

Cehalet, dikkatsizlik ve ilgisizlik var bunda! 

Başkan, yanılmıyorsam turizmci işadamı. Türkçe ve dilbilgisiyle ilişkisi yetersiz olmalı. Olabilir… Diğer yönetici kadrolar da  başkan gibi olabilir. Herkesin Ömer Asım Aksoy, YususÇotuksöken, Attila Aşut olacağı yok ya…

İyi de…

Türk diline ve edebiyatına yıllarını vermiş, basılmış 65 kitabı olan, yabancı dillere çevrilmiş kitaplarıyla bilinen, ‘ TÜRKÇENİN  KRALİÇESİ ‘ olarak zihinlere kazınmış,  son kitaplarının  birinde ( AMA  ÖNCE TÜRKÇE ) sınıf öğretmenlerine/ gazetecilere/ editörlere ve dilimize ilgi duyan herkese  rehberlik yapan,yılın iki üç ayını doğduğu Ayvalık’ında geçiren Türkolog- Yazar Feyza Hepçilingirler’e de mi danışmak aklınızdan geçmez?

Hiç danışılmamış ya da gündeme gelmemiş olmalı ki Feyza Hanım’ın bir sokakta  ve parkta  adı da yok! GEZİ PARKI adını bir meydanda, Ahmet Yorulmaz adını parkta  yaşatan  değerbilir Ayvalık Belediyesi, bu konudaki eksiğiniumarız tez zamanda telafi eder.

 


Bu yazı 592 defa okunmuştur.



Recai ŞEYHOĞLU Diğer Yazıları
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Anketimize Katılın
Henüz anket oluşturulmamış.
Namaz Vakitleri