11-01-2021 Nüket Hürmeriç

 

        Yeni yıla merhaba!

Fazıl Say, şairlerimizin şiirlerini besteleyerek onlara olan saygı duruşunu sürdürüyor.  Bu tür yapıtlarından oluşan dördüncü albümünün adı; Şu Dünyanın Sırrı.” Vokal her zamanki gibi SerenadBağcan. Piyano ve şan ağırlıklı bir çalışma. Fazıl Say, ihmal ettiğimiz felsefeyi, şairlerimizin felsefi şiirleriyle anımsatmak amacını taşıdığını belirtiyor. 8 parça var: Söz dizeleriyle ısınalım: 1. “Ömer Hayyam’dan “Ayna”: Ah dedim:  Artık bilgiden yana eksiğim yok,/Şu dünyanın sırrına ermişim az çok./Derken aklım geldi başıma, bir de baktım:/Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok…2. Yunus Emre’den “Sen Derviş Olamazsın”: …Doğruya varmayınca / Mürşide ermeyince / Hak nasip etmeyince / Sen derviş olamazsın…3. Sabahattin Ali’den “Ruhumun dalgaları”: Ruhumun dalgaları, koşup kabarmayınız / Her damlanız tutuşan göğsüme birer bıçak…Hayalden köpüklerle kalbimi sarmayınız…4. Kaygusuz Abdal’dan “Ergene Köprüsü”: Ergene’nin köprüsü /Susuzluktan kurumuş / Edirne’nin minaresi /  Eğilmiş su içmeye…5. Aziz  Nesin’den Ses ( Sıvas Acısı ): …Aynı dili konuşsak da / Anlamayız birbirimizi / Hançerin nakışı /Tanıdım acısından Sıvas işi…6. Metin Altıok’dan “Kendinin Avcısı”: Düştüm peşime izledim / Sanki ben ve bendim / Önümsıra, ardımsıra /Dehlizinde kendimin…7. Pir Sultan Abdal’dan “Dönen Dönsün” ve son olarak Yunus Emre’den “Aşkın Elinden”.  Bu son parça “Kumru” baladı ile harmanlanmış. Teşekkürler Fazıl Say…İyi ki varsın!..

Elime Elizedebiyat adlı derginin 139. sayısı ulaştı. Günümüz şairlerine büyük destek veriyor. “Bir Yastıkta Kocayın” evlilik hazırlıklarını elişi ürünler üzerinden anlatan sevimli bir öykü. Sevim Burak’ın yapıtlarının inceleneceği bir diziye başlanmış. İlgi çekici bir konu işleniyor.  Dergi bol bol şiir yayınlıyor. Yayın yönetmeni Hilmi Haşal, Yerel Süreli Yayın ( Aylık Dergi ) sıfatlarını kullanmış. Ben şiir dergisi olduğunu vurgulaması gerektiğini düşünüyorum. Son sayfa da her zamanki gibi çeviri şiir sayfası. Dünyadaki şiir hareketlerini izlemek açısından çok önemli buluyorum. Dikkatinizi çekerim. Bursa’dan seslenen bu edebiyat dergisini kitapçıda görünce seviniyor ve alıp okuyorum. 

Kaan Arslanoğlu’nun bir romanı da “Reerkarnasyon Kulübü” adını taşıyor. Önce Atatürk gibi bir dehanın ruhunu taşıdığına inanan bir ayakkabı tamircisi ile tanışıyoruz. Sonra da başka tarihi kişilikleri taşıdığına inanan çevresiyle…Tanışan iyi niyetli sosyalist bir psikiyatrist. Ondan yardım isteminde bulunuyorlar. Doktor onların dünyasına iyice giriyor. Ama bu kişilerin bir araç olduğunu anlıyoruz. Asıl olan, tarihi kişiliklerin düşünce ve davranışlarını irdelemek. Bir yandan 12 Eylül anıları. O zamanki sağ ve sol eğilimli kişilerin duygu ve düşünce dünyasına giriyor. Onlara bir psikiyatrist gözüyle bakıyor ve okurlara yansıtıyor. Ayrıca boşanma kararı aldıkları halde yine de birbirinden tamamen kopamayan kadın ve erkek. Bu da çözülemeyen, kanayan yaralarımızdan biri.  Kadın cinayetlerindeki büyük artıştan, insan yeniden evlenmeye bile korkuyor. Bitmeyen, sürekli ve rutin hale gelen psikolojik şiddet. Üstelik kadına şiddeti, özellikle psikolojik şiddeti başka kadınlar da uyguluyor. Sadık Kaan Arslanoğlu okurlarına doyurucu, heyecan dolu, düşündürücü bir roman. Anlaşılır ve temiz bir Türkçe kullandığını da vurgulayalım. İyi okumalar…

Okuduğum bir öteki kitap da “Paris Bir Şenliktir. Amerikalı yazar ama Avrupa ve Afrika’dan da vaz geçmeyen ”Ernest Hemingway.” Serüven sever, İspanyol iç savaşına da katılmış, ilginç bir insan. Bu kitap Paris anılarından oluşuyor. Yazılarını yazdığı özel kafeleri bile var. Şarap çeşitleri başta olmak üzere yedikleri, içtiklerinden de bolca söz ediyor.  Elbette yazarın, sanatçı arkadaşları, dostlarıyla ilişkileri de ön planda. Ezra Pound ve Scott Fitzgerald en yakın ve uzun süreli arkadaşlarından ikisi. Sanatçıların düşünce ve duygu dünyalarını ayrıntılarıyla anlatıyor. Özel isimlerin Fransızcasını, kitabın sonunda  üç sayfalık “sözlükçe” ile açıklama gereği duymuş. Bende iz bırakan görüşü ise; insanın sevdiği işi yaparsa yoksulluğa daha iyi dayanabilineceği…

Aylık felsefe dergisi Düşünbil’in 94. sayısının  konusu “edebiyat ve felsefe”. Dergi adının hemen altında “Özgürlük düşünmektir” sloganı var. Ala Emire D. Ersoy, felsefeyi edebiyat ve şiir yönünden, Necla Nur Güney ve Müge Turhan ortaklaşa olarak Aynalar, Lacan ve Joyce’nın yaklaşımları açısından irdelemiş. Fatma Burçak yazısına “edebiyatın söylediği felsefenin sorduğu” başlığını vermiş. Wilhelm Emrich’in Kafka’nın yapıtlarını felsefe açısından incelediği çeviri yazısı da önemli bir yazı. Barış Çokaz ise aşk ile felsefe ve edebiyatı irdelemiş. Derginin sorumlusu Olcay Yılmaz ise, “Tanrılar Çıldırmış Olmalı” adlı sinema filminden hareketle sosyal kuramların felsefe ve psikanalitik yorumunu anlatmış. Sayın okuyucular felsefe hikaye değildir, anlatılmaz, okunur ve düşünülür derim…

  (Nüket Hürmeriç / İzmir)

 

 

 

 

 

 

 

 


Bu yazı 640 defa okunmuştur.



Nüket Hürmeriç Diğer Yazıları
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Anketimize Katılın
Henüz anket oluşturulmamış.
Namaz Vakitleri