17-11-2019 Konuk Yazar

Salim ÇETİN

(Konuk Yazar)

 

Her yıl ya sonbaharda Seferhisar’ın bitişiğinde “Can Yücel Ormanı” alanına Demokrasi ve Dostluk Derneği bir ziyaret düzenler. Ben bunlardan üçüne katıldım.

Ziyaret ya da anma dediğimiz bu etkinliğe, benim gördüğüm, daha çok 12 Eylül darbesini yaşamış, bir şekilde mağdur olmuş, çile çekmiş insanlarla, Can Yücel sevgisini içinde taşıyanlar katılıyor. Ayrıca demokrasi mücadelesinde yol yürümüş bu insanların çocuklarını, yakınlarını da bu etkinlikte görmek mümkün.

    Çile çekmiş derken 1980’lerin politik ortamında ülkemizin daha iyi olması yönünde çaba sarf etmiş, bu yüzden hapis yatmış, işini kaybetmiş insanları anlamak gerekiyor.

Aradan nerdeyse kırk yıl geçince şimdi bu insanların yaşları 60’ lara dayandı. Hayat artık benim de içinde olduğum bu insanlar için başka türlü akıyor gibi. Gerçi ülkemizin geldiği nokta ne yazık ki aynı şansızlığı içinde barındırıyor; gene demokrasinin gelişmesi için mücadele gerekiyor, gene çileler bitmiyor…

Bu başka bir bahis ama galiba yaşlandıkça insanlar vefa duygusunun, uzun süren yol arkadaşlığının ve dostluğun önemine daha çok inanıyor ve bu duyguları arıyor.

İşte bu ziyaretler, bir araya gelmeler galiba bu duyguların diri tutulmasına yönelik olsa gerek.

Derneğin yaptığı da bu; süzülüp gelen bu dostluklara sahip çıkmak, aynı yolu yürümüş insanlar arasındaki iletişimi sıkılaştırmak…

****

Gidip ziyaret ettiğimiz Can Yücel Ormanı geniş bir park olarak düzenlenmiş, hemen Seferhisar ilçesinin bitişiğinde. Dere kenarını takip eden çam ağaçları ile kaplı uzun bir dikdörtgen. Şimdiden ilçenin bir parkı gibi olmuş bile. Tunç Soyer’ e teşekkür etmek gerek bu güzel oluşuma önayak olduğu için.

Tabii bu yer sadece park olarak kalmamış, Can Babanın güzelliği olsa gerek, bulunduğu yere güzellik katıyor. Alanın orta noktasına bir ahşap heykel konulmuş ve bu heykele daha çok 1980 darbesindeki hukuksuzluklardan nasibini almış, şimdilerde gene bu acıları çekmiş ve artık aramızda olmayan dostlarımızın, arkadaşlarımızın isimleri konulmuş. Her yıl bu sayı çoğalarak devam ediyor.

Böylece, Türkiye’ de demokrasi mücadelesinde yer almış insanların bir bölümünü en azından bu anıt üzerinde ölümsüzlüğe kavuşmuş oluyor.

Eh bu vefa ve dayanışma duygusu az şey olmasa gerek!

Ülkemizin her döneminde barış, daha iyi bir yaşam ve adalet isteyen bu güzel insanlara her halde bu kadarı çok görülmez.

****

      Her iyi şey gibi iki hafta önce Ekim ayı son cumartesi bu ziyaret etkinliğimiz bitti, gün akşama doğru evrilmeye başladı. Aramızdan bu yıl içinde ayrılan birkaç dostun ismi anıttaki diğerlerinin yanına çakıldı. Anısı ve sözü olanların görüşleri dinlendi. Sonra yüzlerce mandalin ile çam ağacının bir senfoni gibi uzandığı Can Yücel Ormanı’ na veda zamanı geldi. Bir yandan sanki Can Baba’ ya veda idi bu, bir yanıyla orada anıtta adı olanların anılarına veda…

     Bütün bunlardan sonra gelenler Sığacık’ a doğru yol almaya başladık. Dönüp anı ormanına baktım, yeşilliklerin ortasında yüzlerce ismin yer aldığı heykel-pano öyle yalnız, hüzünle sanki bizlere, orada olanlara el salıyor gibi geldi bana. 12 Eylül faşizminde onlarca badireyi atlatmış, güzü pek bu insanlar öyle yalnız, öyle sessiz orda kaldılar. Sanki bu İzmir güzünde uzun bir dinlenme ve sessizlik onları bekliyordu.

Sonra Can Yücel’in dizeleri imdadıma yetişti. Kendi kendime ‘umutsuzluğa yer yok,’ dedim.

Farzet hiç ayrılmadık

 Gözümde tütüyor

Gözümü tütsülüyorsun hala

Hep birlikteyiz sanki
seninle ben ve
DÜNYA”

 


Bu yazı 1753 defa okunmuştur.



Konuk Yazar Diğer Yazıları
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Anketimize Katılın
Henüz anket oluşturulmamış.
Namaz Vakitleri