10-12-2020 Konuk Yazar

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü,
Avustralya'da buruk kutlandı.
Niçin?..
Sığınmacıların sorunları bir yana(ayrıca yazarım),
Avustralya yerlileri Aborijinlerin yaşadıkları sıkıntılar devam ediyor...

Bugünün gelişmiş ülkesi Avustralya'da bugün bile,her 3 Aborijin'den birisi,45 yaşına gelmeden ölüyor...
 

Ya gözaltındaki ölümler?..

Kısa süre önce Sydney'de, gözaltındaki Aborijin ölümlerini protesto için bir kez daha toplantı ve yürüyüş düzenlendi.
Aborijinler artık, Avustralya nüfusunun sadece yüzde 3'ünü oluştursalar da, cezaevlerindeki toplam yetişkinlerin üçte birine yakını Aborijin...

Çocuklar mı?
Durum daha da iç karartıcı...
Avustralya'daki çocuk hapishanelerindeki tutukluların yarısından fazlası, Aborijin çocuklar...
1990'lardan günümüze gözaltında ölen Aborijinlerin sayısı ise 432'yi buldu...

Biliyorsunuz,1970'lere kadar Aborijin çocuklar polis zoruyla ailelerinden koparılarak, beyaz ailelerin yanına ya da asimile edilmek üzere kurumlara veriliyordu.

Biz onları bugün,
"ÇALINMIŞ KUŞAKLAR"
olarak tanımlıyoruz...

Her ne kadar 2008 yılında, zamanın başbakanı Kevin Rudd, parlamentoda çektikleri acılardan dolayı Avustralya'nın yerli halklarından özür dilediyse de o günden bugüne, yürütülen bazı projelere rağmen, Aborijinlerin eğitimden sağlığa, işsizlikten yaşam koşullarına dezavantajlı konumları devam ediyor...
Üç yıl önce, Aborijin ve Torres Boğazı Adalı delegeler,Avustralya'nın kutsal kayası Uluru yakınlarında toplanarak bir bildirge yayınladılar:

"YÜREKTEN GELEN ULURU BİLDİRİSİ"

Ne yazıyordu bu önemli belgede?

"Aborijin ve Torres Boğazı Adalı kabilelerimiz, Avustralya kıtasının ve ona komşu adaların ilk egemen milletleriydi ve kendi yasa ve geleneklerine göre bu topraklara sahipti.

Bu "egemenlik" manevi bir kavram olarak,"toprak" ve "doğa ana" arasında atadan kalma bir bağdır...
60 bin yıldır bir toprağa sahip olan halkların bu kutsal bağı, sadece son 200 yılda mı dünya tarihinden kayboldu?
...

Oransal olarak, gezegendeki en hapsedilmiş halkız...
Biz doğuştan suçlu olan insanlar değiliz...
Gençlerimiz, çocuklarımız ailelerine eşi görülmemiş oranda yabancılaşıyor.
Gençlerimiz şoke eden sayıda hapsediliyor.

OYSA GELECEK

İÇİN UMUDUMUZ OLMALILAR...

Halkımızı güçlendirmek ve kendi ülkemizde haklı bir yer edinmek için anayasal reformlar talep ediyoruz..."
 

Bu bildiriden bugüne ne kadar yol alındığı bir başka yazımızın konusu olsun ama 10 Aralık 1948'de kabul edilen "Insan Hakları Evrensel Bildirgesi"nden bugüne, gerek Avustralya'da gerekse dünyanın dört bir köşesinde acılar yaşanmaya devam ediyor...

İnsanlık için AYDINLIK BİR GELECEK dileğiyle...
(Konuk yazar: Muammer Toprakcı)


Bu yazı 2659 defa okunmuştur.



Konuk Yazar Diğer Yazıları
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Anketimize Katılın
Henüz anket oluşturulmamış.
Namaz Vakitleri