Fuat BAYRAMOĞLU
BOLU ve ANADOLU
BOLU ve ANADOLU
Ben seni ilk bildiğimde, mavi göklerinden yeşilin yağardı üstüme, İlk hayatıma, ilk hatıralarıma, ilk gönlüme, sonra gözüme, sonra nefesime, Tüm renkler, bütün...
Ben seni ilk bildiğimde, mavi göklerinden yeşilin yağardı üstüme,
İlk hayatıma, ilk hatıralarıma, ilk gönlüme, sonra gözüme, sonra nefesime,
Tüm renkler, bütün güzellikler, sende ahenk ile boy gösterir cömertçe.
Adını ilk öğrendiğimde kucaklardın Anadolu gibi,
Beni de aldın Bolum cennetine, kalbine, kaderine, kaderime ve yeşiline.
***
Hayallerimizin arşivini karıştırıyorum hızlıca,
Yıllar öncesine gidiyorum, koşarak çok eskilere,
Daha dün çocukken sokaklarında koşardım,
Okullarında dersler, ormanlarında kesim, dağlarında kayak yapardım.
Hisar tepesinden ovana bakardım, gözlerimizin eriştiği yerlere,
Yeşil dağlarına kısık gözlerle bakar, uzaklarda kendimi arardım.
***
Yeşillerin, çiçeklerin, ağaçların, börtü böceğin arasındaki,
Gölcük’ünde, Abant’ında, Yedi göllerinde kucaklaşırdık seninle.
Nilüferlerle dertleşir, kuşlarınla sohbet eder, Büyük camiinde dualar ederdik.
Karacasu’ya iner, kaplıcalarında şifa arar, Seben Gölü’nde balık tutar.
Tarihi şarkılar söylerdik sayfalarında, Anadolu ihtilaliydik ya, Bolusporla,
Aladağlarda mor sümbüller toplar, yaylalarında koyunlar inekler sağardık.
***
Rahmetli İzzet Baysal çıktı sonra sokaklarında her yanda karşımıza,
İçten, samimi, bizden biri, babacan ve memleketi Bolu sevdalısı,
Eserleri yükselirken bir bir Bolu’nun semalarında ve hafızalarımızda,
Hayran hayran seyrettik, sonra döndük hepimiz, gördükçe şaşkına,
Onur duyduk Baysalımızla, adam gibi adam Bolunun has babasıyla.
Üniversitesi, Okulları, Hasta haneleri, Vakfı ve genç Baysallı öğrencileri.
***
Şimdi de, Bolu semalarında uçuyoruz özgürce, hazineleri var cömertçe,
Esentepe’de Horasanlı Ramazan Dede, Akpınar’da Aslahaddin efendimiz,
Tokadi Hayrettin, Ahmedi Bolevi, Sultanlar sultanı Akşemsettin efendimizle.
Kök saldık tarihlerin nice derinliklerine, medeniyetin ta kalbine,
Çağ açıp çağ kapatan, dünyanın Fatih Sultan Mehmet’in öğretmenine
Ebedi ev sahipliği yapıyoruz memleketimizde, cennet beldemiz Göynükte
***
Ben seni böyle bilmeye başladım ey aziz Bolu, sonra ben sen oldum,
Güneyindeki bereketli ovalardan, doğrulup, sende vücut buldum.
Seben’den ses verdim Çukurova gibi bereketli, meyvesi elması desen şöhretli
Iza buğdayı yetecek ülkeme, Seben Gölünün suladığı topraklar bereketli,
Yeşili, Ormancı Hasanı, ovasını, Yayla bayramlarını unutur mu bu gönül, Sebeni.
***
Pirinci dünyaya nam saldı, yükseklerde dağın ardındaki Kıbrısçık ilçemiz,
Köroğlu’nun torunlarıdır onlar yürekli, Her yanda var nal seslerini severiz.
Çalışkandır, merttir insanları, dumanlıdır ovaları yaylaları, çekik gözleri,
Orta Asya’dan gelmiş türk boyları, onlar ki bu coğrafyaya sevdalı.
Okumayı severler, bilime âşıktırlar, dinimize sevdalı, bayrağa da saygılı.
***
Havası soğuk, insanı merttir oralarda, hafızları boldur o diyarlarda,
Esentepe’sindeki Ramazan Dedenin heybetini, ilmini taşıdık yüzyıllarca,
Arkut’un yamaçlarında dinlendik, Keçi kalesinde serinledik, bakırları çekiçledik
Dericiliğinde aş edindik, Tabakhanelerinde ümitler yeşerttik, demiri şekillendirdik
Hafızlar, âlimler, töreli yiğit insanlar yetiştirdik, ilim irfan bildik, Kuranı hıfz ettik,
Biz buraya, insanlığı bol, ilmi naif, onlar ki mert Gerede’miz dedik.
***
Bir medeniyet ki, Ülkemde ve dünyada aşçıları ile nam salsın.
Osmanlı saraylarında, Amerika’da, Avrupa mutfaklarda tek kalsın,
Yeşilin içinde, cennet beldemiz Mengen’de, bol kepçeler dolup dolup taşsın,
Bir Bolu ki, aşçıları ile dünyada ilk, ülkemde tek, turizmde nam alsın,
Yaptıkları iş mühim, dünyanın en büyük aşçı heykeli o zaman Mengen’de yer alsın.
***
Çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultanımızın, Hocası Akşemsettin Göynüktedir.
Yamaçlarında ki evleri tarihi ve birbirinin üzerinden hep ileriyi, seyretmektedir.
Tarihi Gazi Süleyman Paşa Camii ve külliyesi, medeniyetin has anahtarıdır.
Simgesi ize Zafer kulesi, sekizgen bir temel üzerinde, zarif şekilde 3 katlıdır.
Göynük, Sünnet ve Çubuk gölü ile de bütün insanları kendine çağırmaktadır.
***
Her tarafı tarih, her yanı Selçuklu ve Osmanlı, genç Cumhuriyetle dolu.
Tarihi konaklarıyla İşte bu, işte Bolu, İşte Mudurnu, İşte Anadolu.
Sülüklü gölü, Tarihi saat kulesi, Yıldırım Beyazıt ve Kanuni Sultan Süleyman camii,
Bakırcılık, demircilik el sanatları, kanatlı hayvan ticareti, Anadolu memleketi.
Tarihi konaklarıyla İşte bu, işte Bolu, işte Anadolu, işte has memleket Mudurnu
***
Efsane Köroğlu, Dörtdivan Aşağısayık Köyü Hesinler Mahallesinde doğmuş,
Ovalarında at koşturmuş, sevdalara konu olmuş, Bolu’ya özgü adını vermiş,
Gür sularının içinde yeşille bezenmiş, köyünde yaylasında nam salmış,
Anadolu’nun bağrındadır Dörtdivan, Oraları hep mert insanlar sarmış.
Ankara savaşında Osmanlıya kucak açıp, şifa olup tarihimize yaralar sarmış.
***
Komutan Çaka Bey feth etti, Yeniçağa ismi O’na hürmeten verildi.
Dört büyük yangın geçirdi. Şimdiki yerine Sultan Reşat zamanında nakledildi,
O nedenle bir adı da Reşadiye’dir, Yeniçağanın, sanki bir çanağın içindedir,
Gölü her yerden çok rahat izlenmekte, balı- balığı, kuş türleri binlercedir,
Hayırsever Yaşar Çelik ve Doğanay’ı, orada her gönülde yaşar, gönüllerin içindedir.
***
Anadolu ve Bolu, tarihler boyunca hep iç içe, her zaman birbirini kucaklamıştır,
Yeşil, beyaz ve mavi örtüsü emsalsizdir, ancak yaşanılırsa değerleri anlaşılır.
Her köşesinde esrarlı dokular, masallar, hikâyeler, bizleri anlatmaktadır.
Öğretmen Fuat söyler, Bolu anlatılmaz, anlatılamaz, yaşanılırsa kazanılır,
Eğitimciler, âşıklar, sevenler, cennet Bolu’yu gelecek nesillere de anlatacaklardır.